Rexbet Günün Editör Tahmin Kuponu!

  • Merhaba ziyaretçi, Topluluğumuza Hoş Geldiniz.

    Topluluğumuza Üye Olarak Ayrıcalıklarımızdan Yararlanabilirsiniz. Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis oynatılmadığını bilerek hareket ediniz. İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan Bahisideal Forum Adresimizde T.C.K 20.ci Madde ve 5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesinin (2).ci fıkrasına göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Bahisideal hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler BURADAN iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Bahisideal yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır. Bahisideal sitesinde yer alan yorum ve tahminler haber ve bilgi amaçlıdır. Üyelerin yazdığı yorum, tahmin ve bilgiler Bahisideal ’un görüşünü yansıtmaz. 7258 sayılı yasa gereği bahis oynatmak suçtur. Bahisideal hiçbir şekilde illegal bahis oynatmaz ve aracılık etmez. Ülkemizde mevcut yasadışı bahis sebepleri ile sitemize ulaşım sağlamışsanız lütfen Oley.com, Misli.com, Tuttur.com, Bilyoner.com, Birebin.com gibi iddia oynanması yasal olan siteleri kullanınız.

  • Bahisideal Reklam İletişim Kanalları

    live:bahisideal.reklam

    [email protected]

Galatasaray bölümü

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
Liderlik koltuğunu alalım tekrardan
 

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
Fatih TERİM'in GALATASARAY karnesi



4. kez Galatasaray teknik direktörlük görevine getirilen Fatih Terim, 9 sezonluk Galatasaray kariyerinde toplam 6 kez lig şampiyonluğu yaşadı.

1996-97 sezonunda ilk kez göreve gelen Terim, 1997, 1998, 1999 ve 2000 yıllarında Galatasaray'ı üst üste 4 kez şampiyonluğa taşıdı.

Terim, 2000 yılında kendisine 'Avrupa Fatihi' unvanının verilmesine vesile olacak olan UEFA kupasını da Türkiye'ye getirdi.

2000 yılından sonra 2 yıl ayrı kaldığı Galatasaray'a, 2002 yılında geri dönen Terim, 2002-03 sezonunu 2. sırada tamamldı. Sonraki sezon (2003-04) 26. haftaya kadar takımda kalan Terim, takımdan ayrıldığında Galatasaray 6. sıradaydı.

2011-2012 sezonunda 3'üncü kez Galatasaray'ın başına geçen Terim, 2011-2012, 2012-2013 sezonunda takımı üst üste iki kez şampiyonluğa taşıdı. Terim, 2013-2014 sezonunun 5. haftasında görevinden ayrıldı.
 

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
GALATASARAY'ın EFSANE FUTBOLCULARI
TURGAY ŞEREN (Türkay Sabit Şeren)




Turgay Şeren, 15 Mayıs 1932'de Ankara'da doğdu. Babası Atatürk'ün özel kalem müdürü Sabit Şevki Bey'di. Turgay Şeren dünyaya geldiğinde ismini bizzat Atatürk, "Türkay" olarak koydu. Turgay Şeren'in asıl adı Türkay Sabit Şeren'di. Atatürk'ten sonra İsmet İnönü cumhurbaşkanı olduğunda Atatürk'ün bütün yakınlarını Ankara'dan uzaklaştırdığı gibi Sabit Bey'i de Ağrı'ya kaymakam olarak atadı. Sabit Bey Ağrı'da vefat etti. Küçük Türkay annesiyle Çorlu'ya yerleşti. Annesi Çorlu'da Fransızca öğretmeniydi; ancak kazandığı para ile Türkay'ın okul taksitlerini ödemeyedi. Türkay da Leyli Mecanni (Devlet Parasız Yatılı) sınavlarına girerek kazandı ve Mekteb-i Sultani'de eğitimine başladı.
Türkay, Mekteb-i Sultani'nin ilk kademesinde okurken Ali Sami Yen stadı yapılmaya başlamıştı. Temel atma için okulun bütün talebelerinden 5 lira 10 lira bağış yapması istendi. Türkay da harçlığı olan 10 lirayı seve seve stadın yapımı için bağışladı. Yıllar sonra Ali Sami Yen Stadı'nın kapanış törenlerinde bu anısını gözleri dolarak anlattı. Galatasaray Lisesi'nde okurken Fransız hocalar Türkay ismini telaffuz etmekte zorlandılar. Fransız hocaların dillerinde 'Türkay' ismi 'Turgay' olur ve öyle kaldı.
Turgay 17 yaşında Galatasaray A Takımı'na bir sene sonra da Milli Takım'a yükseldi. Aynı zamanda Galatasaray Lisesi'nde de talebeliğe devam eden Turgay adeta ders çalışır gibi kaleciliği öğrendi. Birebir pozisyonlarda ne yapması gerektiğini, yan toplara nasıl çıkması gerektiğini, ceza sahası içerisinde nasıl yer tutması gerektiğini kurallar halinde öğrendi.

BERLİN PANTERİ


17 Haziran 1951 yılında Türk milli takımının en gururlu günlerinden biri yaşandı. Milli takımım Berlin'de Batı Alman milli takımı karşısına çıktı. Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış, halkın morale ihtiyacı vardı Adeta ulusal mücadele havasında çıkıyorlar maça. Zaten maçın Türkiye gibi zayıf gördükleri bir rakiple ayarlanmasının sebebi biraz da buydu. Türkiye'yi yenip "Bakın her şeye rağmen sporda ayakta kalmayı başarabiliyoruz" deyip halklarına tutunacak bir dal vermekti amaçları. Ancak o gün hiç hesapta olmayan bir şey olacak, 19 yaşındaki bir Türk genci Almanlara savaştan sonraki en büyük darbeyi indirecekti.Berlin Olimpiyat Stadı'nda yaklaşık 90bin seyirci vardı. Seyircilerin uğultusu arasında milli takımlar sahaya çıktı. Almanlar adeta savaşır gibi sağdan soldan gelmekteydi. Gol ha geldi ha gelecekti. 19 yaşındaki genç kaleci, kalesine gelen şutları kah eliyle kah ayağıyla çelmekteydi; ama elinde eldiven bile olmayan bu kaleci ne kadar dayanabilecekti ki. Elbette goller gelmeye başlayacaktı. Derken süpriz bir gelişme olur ve Recep Adanır'ın golü geldi. Alman tribünleri sus pus oldu, Türkiye 1-0 öndeydi. Almanlar ataklarını iyice sıklaştırdı. Turgay kalesinde devleştikçe devleşti, panterleştikçe panterleşti. 90. dakikaya Türkiye 2-1 önde girdi. Türkiye, Turgay'ın müthiş oynadığı karşılaşmayı 2-1 kazandı.Bu maç Almanlar için o kadar milli mesele haline gelmişti ki, soyunma odasına giderken Alman gazilerinden birisi Turgay'ın sırtına bastonuyla vurur; "İşte yenilgimizin sebebi Türk bu!" dedi.
O artık 'Berlin Panteri'
1952 yılında Galatasaray'ın 1954 senesinde ise Türk milli takımını kaptanı oldu.Turgay Şeren hayatı boyunca resmi olarak yalnızca Galatasaray forması giydi.Turgay Şeren 1966 yılında 20 sene aralıksız formasını giydiği, 14 sene kaptanlık yaptığı Galatasaray'da futbolu bıraktı.
 

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
GALTASARAY'ın EFSANE FUTBOLCULARI
CEVAT PREKAZİ



Cevad Prekazi, 18 Ağustos 1957 tarihinde, Kosovanın Mitroviçe şehrinde dünyaya gelmiştir. İşçi bir baba ve ev hanımı bir annenin, altı çocuğundan birisidir. 1967 1970 yılları arasında, abisi Partizan takımında oynamıştır.

Cevad Prekazi Dönemin Büyük Yugoslavyasında, altı ayrı bölgeden milli takımlar, kendi aralarında karşılaşmalara çıkmaktaydılar. Cevad prekazi, o karşılaşmalarda Kosova formasıyla mücadele eder. Takip eden dönemde, göze hoş gelen futbolu ve yeteneği ile, Yugoslavya Milli Takımına seçilmiştir. 18 yaşını doldurduktan sonra, Partizan ile profesyonel sözleşme imzalamıştır. Yıllar boyunca Partizan forması giydikten sonra, Hajduk Splite transfer olmuştur. Galatasarayda yıllarca birlikte oynayacakları Simoviç ile, burada takım arkadaşı olmuştur.

Bir heves ile Amerikada top oynamaya giden Prekazi, yıllar sonra bu kararının yanlış olduğunu söylemiştir. Amerikadan döndüğü dönemde, Zoran Simoviç Prekazi yi arayıp Galatasarayda oynamak ister misin? sorusunu yöneltir. Cevad Prekazi, 28 yaşına gelmiş ve altı ay futbol oynamamış bir durumdayken, Galatasarayla el sıkışır. O dönem takımı çalıştıran Jupp Derwall; Cevad Prekaziye Ya sen olacaksın yabancı ya da başka yabancı almayacağız şeklinde konuşmuştur. Bu sözün üzerine, Prekazi sözleşmeye imza atmıştır.

1985 yılında Galatasaraya transferi gerçekleşen Prekazi, Galatasaray forması ile ilk maçına Samsunspor karşısında çıkmıştır. Ali Sami Yen Stadı tribünlerinden öylesine etkilenmiştir ki, henüz 18 yaşındayken Kızılyıldız Partizan derbisinde oynamış olmasına rağmen, İstanbuldaki atmosfer Ona her şeyi unutturmuştur.

İlk sezonunda Galatasarayla kupa kaldıramasa da, ikinci sezonunda şampiyon olan kadroda yer almıştır. 1986-1987 sezonunun son haftasında oynanan Eskişehirspor maçında Galatasaray kazanmıştır. Şampiyonluğu getiren gollerden birini, efsane oyuncu Cevad Prekazi atmıştır. Bir sonraki sezon olan 1987-1988 sezonunda da Galatasarayla şampiyonluk yaşayan Cevad Prekazi, Türkiyede oynadığı dönemler boyunca Derwall, Denizli ve Held ile çalışmıştır.

Cevad Prekazinin Galatasaray ve Türk futbolu açısından tarihe geçen bir golü de, 1989 yılında Monacoya attığı inanılmaz goldür. Maçın 51. Dakikasında, yaklaşık 40 metreden (37 38 metre civarı) attığı gol, Galatasaray tarihinin unutulmaz golleri arasında kendine ayrı bir yer bulmuştur.
1988-1989 sezonunda, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı finale çıkma başarısı gösteren Galatasaray'ın, en önemli oyuncularından biri olmuştur. Müthiş sol ayağı, frikik golleri, zarif asistleri ile bir döneme de damga vurmuştur. 1991 yılında ise, çok sevdiği kulübünden ayrılmıştır.

Cevad Prekazi, tam da futbolu bırakacak zannedilirken, İzmire gidip futbol hayatına devam etmiştir. Yarım sezon gibi kısa bir süre Altayda, takip eden yarım sezonda da Bakırköysporda formasını terletmiştir. Ancak günün birinde, antrenmanlara giderken zevk almadığını fark etmiş ve Türkiyede futbolu bırakma kararı almıştır. Belgrada dönmesinin ardından, tüm yaşananlara rağmen üçüncü ligde yaklaşık 1,5 sezon daha forma giymiştir. Ardından, futbol üzerine üniversiteye gitmiştir.

Günümüzde ise, OFK Belgrad takımının alt yapısı, kendisine emanet edilmiştir. Sade bir hayat tarzı, halka yakın duruşu, düzgün karakteri ve kişiliği ile, Belgradlılar tarafından oldukça benimsenen ve sevilen bir teknik direktördür.
 

Federiko

GalataSaray
Katılım
Tem 22, 2017
Mesajlar
3,434
Bi Yaşı
7 Yıl 5 Ay 8 Gün
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
Prekazi yi izlemek isterdim ama olmadı son yıllarına denk geldik adamın
 

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
GALTASARAY'ın EFSANE FUTBOLCULARI
GHEORGHE HAGİ



5 Şubat 1965 tarihinde Köstence'de doğan Gheorghe Hagi, futbola 1979-80 sezonunda Farul Köstence takımında başladı. 1982-1983 ilk kez Romanya Birinci Futbol Liginde forma giyen Hagi, bir sezon sonra Bükreş ekiplerinden Sportul StudenÅ£esce transfer oldu. 1985 yılında Romanya'nın en iyi oyuncusu olarak seçilen Hagi, 1986-1987 sezonundan itibaren Steaua Bükreş forması giymeye başladı. Hagi, Steauada 3 lig şampiyonluğu bir de Avrupa Süper Kupası sevincini tattı.

1990 Dünya Kupası'nda sergilediği futbol ile dikkatleri üzerine çeken Gheorghe Hagi, 1990-1991 sezonu başında 25 yaşındayken Real Madrid'e transfer oldu. İki sezon taşıdığı Real Madrid formasıyla 64 lig maçına çıkan Gheorghe Hagi, 1992-1993 sezonunda İtalya'nın Brescia takımına transfer oldu. İtalya ekibinde ikinci sezonunda takım kaptanlığına yükselen Gheorghe Hagi, yine bir Dünya Kupasının ardından İspanyaya fakat bu kez Barcelona’ya transfer oldu. Johan Cruyff yönetimindeki Barcelona’da iki sezon forma giyen Hagi, 1996 Avrupa Şampiyonasının ardından kariyerinde büyük başarılara ulaşacağı Galatasaraya imza attı. Gheroge Hagi 1996 yılında Galatasaray'a katıldığında futbol otoritelerinin olduğu gibi hayranlarının da kafalarında çok sayıda soru işareti vardı.



Gheorghe Hagi, kendisini eleştirenlere karşın, ilk üç maçındaki galibiyet golleriyle Galatasaray'da etkisini kısa süre içinde gösterdi. Metin Oktay, Turgay Şeren,Fatih Terim gibi kült oyuncuların ölesiye özlemini çeken taraftar, Gheorghe Hagi'yi bağrına bastı. Çok geçmeden Ali Sami Yen'in yanı sıra dört bir yandaki stadyumlar 'I Love You Hagi' sloganıyla yankılanmaya başladı. 4 Lig Şampiyonluğu, UEFA Kupası ve Süper Kupa'nın kazanılmasında büyük rol oynadı. Gheorghe Hagi, 2001-2002 sezonunun ardından profesyonel futbolculuk yaşamını noktaladı. 24 Nisan 2001 tarihinde ise Bükreşte jübile maçında Dünya Karması'na karşı son kez Romanya Milli Takımı formasını giydi.

Futbola veda ettikten sonra Romanya Milli Takımı'nın başına geçen Hagi, 5 Eylül 2001 tarihinde 2002 Dünya Kupası grup eleme maçında ilk kez Romanya Milli Takımı teknik direktörü olarak takımın başında sahaya çıktı. Romanya bu maçta Macaristanı deplasmanda 2-0 mağlup ederek bir ilki başarsa da Hagi, ilk teknik direktörlük deneyiminde istediği başarıyı yakalayamadı. Romanyayı Dünya Kupasına taşıyamayan Hagi, milli takımın başında çıktığı dört Dünya Kupası grup eleme maçında bir galibiyet, iki beraberlik ve bir mağlubiyet aldı.

2003-2004 sezonunda ise Bursaspor ile anlaşan Gheorghe Hagi, 12. hafta sonunda yeşil-beyazlı kulüpten istifa etti. Bursaspor, Hagi yönetiminde 12 maçta; iki galibiyet, dört beraberlik ve altı mağlubiyet aldı. Aynı sezonun sonunda Fatih Terim'in Galatasaray'dan ayrılmasıyla 27. haftada Galatasaray'ın yeni teknik direktörü olan Hagi, Galatasaray'ı 2004-2005 sezonu boyunca çalıştırdı. Bu süreçte Fenerbahçeyi tarihi farkla yenerek 5-1 kazanılan final maçının sonucunda Galatasaraya 14. Türkiye Kupasını kazandıran kadronun da başındaydı. Hagi yönetimindeki Galatasaray, 2004-2005 sezonunu 76 puanla üçüncü sırada tamamladı. Galatasaray; Gheorghe Hagi yönetiminde Süper Ligde oynadığı maçlarda toplam 28 galibiyet, 6 beraberlik ve 8 mağlubiyet aldı.

2005-2006 sezonunun ortasında FC Poli Timişoaranın başına geçen Hagi, 2007-2008 sezonunda ise Steaua Bükreş in teknik direktörü oldu. Rumen efsane, Şampiyonlar Ligi'nde Slavia Prag'la deplasmanda oynadıkları ve 2-1 kaybettikleri H Grubu ilk maçının ardından görevinden ayrıldı.

Çoğu insan onu "Türkiye'de oynayan gelmiş geçmiş en iyi yabancı oyuncu" diye tarif ediyor. Nefes kesen serbest vuruşları, zarif çalımları, öldüren sol ayağı, dayanıklı mizacı ve kişiliği dünyanın her yanındaki Galatasaray hayranlarının aklında ve gönlündeki yerini hala koruyor. Bugün Galatasaray Müzesi'nin duvarlarında asılı duran iki 10 numaralı formadan biri ona; öteki ise Metin Oktay'a ait.
 

Baros

GalataSaray
Katılım
Kas 27, 2016
Mesajlar
4,230
Bi Yaşı
8 Yıl 1 Ay
Konum
İstanbul
Takımın
galatasaray
NOSTALJİ 1990-1991 SEZONU



1990-1991 sezonunda Türkiye 1.Ligi’nde 2.olan, Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı ise müzesine götüren Galatasaray. Sarı-kırmızılı takımın teknik direktörü Mustafa Denizli.
Soldan sağa
Ayaktakiler: Erdal Keser, Hayrettin Demirbaş, Bülent Korkmaz, Tayfun Hut, İsmail Demiriz, Cüneyt Tanman.
Oturanlar: Iosif Rotariu, Roman Kosecki, Muhammet Altıntaş, Tanju Çolak, Tugay Kerimoğlu.