- Katılım
- Eki 12, 2016
- Mesajlar
- 9,590
- Bi Yaşı
- 8 Yıl 2 Ay 13 Gün
- Takımın
- besiktas
Terim maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Porto ile oynadıkları karşılaşmada da olduğu gibi kapalı savunmaları açmakta zorlandıklarını belirtti.
Terim, 72 saat aradan sonra yeniden maç oynadıklarını dile getirerek, bunun da fiziki manada mesajlar verdiğini kaydetti. Buna rağmen koşu mesafelerinin iyi olmasının önemli olduğunu vurgulayan Terim, şöyle konuştu:
"Maçta pozisyon vermememiz bizim için iyi bir şey. Oyunu ileride kurma felsefesine yavaş yavaş alıştık. Oyun tarzımızın en büyük sıkıntısı az kişinin olduğu alanlarda kaptırdığımız toplar kalemizde tehlikeye yol açması. Bu maçta bunu önlediğimizi düşünüyorum. Kalemizi bulan ilk şut, 60-70. dakikalardaydı. Muslera'yı ilk defa yerde yatarken gördüm. Oyunun kontrolünün bizde olması sevindiriciydi. 600 pas barajını geçmişiz. Bu bizim için önemliydi çünkü ekonomik de oynamak zorundaydık. Porto'daki presi, biraz dinlendikten sonra da yapacağız ama yavaş yavaş alışacaklar. Bir maçta o kadar değil. Bugün bizim için en önemli şey, rakip sahada pas yapabilmekti. 18'in içinde ve civarında oyunun kontrolü ve pas yapmak bizim için çok iyiydi. Bu arada rakibi de ikinci yarı oynatmadık. Burada tılsım golde. Özellikle deplasmanlarda golü ne kadar erken bulursak Rodrigues, Onyekuru ve Sinan'ı o kadar çabuk devreye sokarız. Oyun sıkıştıkça da onların işleri zor. Sabırla bu kritik haftada üç puan aldıkları için oyuncularımı kutluyorum. Bir diğeri de penaltı, gol kaçırmışız daha önceleri, hak etmediğimiz puanları kaybetmişiz. Oyun 0-0 gittikçe, oyuncularımın aklında 'Yav yine mi puan kaybediyoruz' duygusu olabilir. Porto'da 'Bazen kaybederken kazanırsınız. İnşallah Allah bize Porto'da kaybederken kazanmayı nasip etsin' demiştim. Öğrenecekler hepsini, daha iyi takım olacağız inşallah."
"DONK DİYE VURDU"
Terim, maç içerisinde oyuncu değişikliğinde Maicon ve Donk'u forvette oynatmasına ilişkin bir soru üzerine, her teknik direktörün bir tavrı ve tarzının olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Şapkadan tavşan çıkartma, son zamanlarda şapkadan çıkaracak hayvan kalmadı. Dolayısıyla bazen böyle oluyor. Maçı kazanmak için oyunu riske etmekten hiç çekinmedim. Hayatım boyunca da çekinmedim. Soyunma odasına kazanamadan döndüğümde, eğer kafamdakileri yapmamışsam çok mutlu olmuyorum. O ana kadar sağdan ve soldan 29 orta atmışız. Bir tanesine vuramamışız. Maicon'u daha önce bir maçta Ali Sami Yen'de beş dakika denemiştim. Gol olduktan sonra tekrar yerine çekmiştim. Bu sefer bir yetmedi. Hocaların da kendine göre prensip ve ilkeleri vardır. Yani, eğer kazanamıyorsam bir santrfor çıkartıp, bir santrfor sokmam. İkincisini sokarım. Hatta üçüncüsünü de sokmuşluğum var. Benim ki Allah'ın kanunu değil ya insan kanunu, değişebilir. Maicon'u soktuk, baktık ki olmadı, bu sefer Donk'u soktum. O da donk diye vurdu. Allah razı olsun. Futbolcularımı kutluyorum. Bunlara alışacaklar, galibiyetlerden erken tatmin olmayacaklar. Kendilerine isyan edecekler, kabullenmeyecekler. Bugün berabere bitse de ben kendilerini tebrik ederdim. Çünkü, 8 günde üç maç oynadılar artı bu kadar da asıldılar maça. Ben bunu istiyorum, Galatasaraylılar da bunu istiyor. Formasının hakkını versin, isterse mağlup olsun."
Maçın hakemi Cüneyt Çakır'la ilgili soru üzerine genellikle hakemlerle ilgili konuşmadığına dikkati çeken Terim, Çakır'ın hem Avrupa hem de dünyada korunması gerektiğini aktararak, "Hepimiz hata yapıyoruz. Şu anda diyecek bir şey yok. İyi bir hakemdir" dedi.
Terim, 72 saat aradan sonra yeniden maç oynadıklarını dile getirerek, bunun da fiziki manada mesajlar verdiğini kaydetti. Buna rağmen koşu mesafelerinin iyi olmasının önemli olduğunu vurgulayan Terim, şöyle konuştu:
"Maçta pozisyon vermememiz bizim için iyi bir şey. Oyunu ileride kurma felsefesine yavaş yavaş alıştık. Oyun tarzımızın en büyük sıkıntısı az kişinin olduğu alanlarda kaptırdığımız toplar kalemizde tehlikeye yol açması. Bu maçta bunu önlediğimizi düşünüyorum. Kalemizi bulan ilk şut, 60-70. dakikalardaydı. Muslera'yı ilk defa yerde yatarken gördüm. Oyunun kontrolünün bizde olması sevindiriciydi. 600 pas barajını geçmişiz. Bu bizim için önemliydi çünkü ekonomik de oynamak zorundaydık. Porto'daki presi, biraz dinlendikten sonra da yapacağız ama yavaş yavaş alışacaklar. Bir maçta o kadar değil. Bugün bizim için en önemli şey, rakip sahada pas yapabilmekti. 18'in içinde ve civarında oyunun kontrolü ve pas yapmak bizim için çok iyiydi. Bu arada rakibi de ikinci yarı oynatmadık. Burada tılsım golde. Özellikle deplasmanlarda golü ne kadar erken bulursak Rodrigues, Onyekuru ve Sinan'ı o kadar çabuk devreye sokarız. Oyun sıkıştıkça da onların işleri zor. Sabırla bu kritik haftada üç puan aldıkları için oyuncularımı kutluyorum. Bir diğeri de penaltı, gol kaçırmışız daha önceleri, hak etmediğimiz puanları kaybetmişiz. Oyun 0-0 gittikçe, oyuncularımın aklında 'Yav yine mi puan kaybediyoruz' duygusu olabilir. Porto'da 'Bazen kaybederken kazanırsınız. İnşallah Allah bize Porto'da kaybederken kazanmayı nasip etsin' demiştim. Öğrenecekler hepsini, daha iyi takım olacağız inşallah."
"DONK DİYE VURDU"
Terim, maç içerisinde oyuncu değişikliğinde Maicon ve Donk'u forvette oynatmasına ilişkin bir soru üzerine, her teknik direktörün bir tavrı ve tarzının olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Şapkadan tavşan çıkartma, son zamanlarda şapkadan çıkaracak hayvan kalmadı. Dolayısıyla bazen böyle oluyor. Maçı kazanmak için oyunu riske etmekten hiç çekinmedim. Hayatım boyunca da çekinmedim. Soyunma odasına kazanamadan döndüğümde, eğer kafamdakileri yapmamışsam çok mutlu olmuyorum. O ana kadar sağdan ve soldan 29 orta atmışız. Bir tanesine vuramamışız. Maicon'u daha önce bir maçta Ali Sami Yen'de beş dakika denemiştim. Gol olduktan sonra tekrar yerine çekmiştim. Bu sefer bir yetmedi. Hocaların da kendine göre prensip ve ilkeleri vardır. Yani, eğer kazanamıyorsam bir santrfor çıkartıp, bir santrfor sokmam. İkincisini sokarım. Hatta üçüncüsünü de sokmuşluğum var. Benim ki Allah'ın kanunu değil ya insan kanunu, değişebilir. Maicon'u soktuk, baktık ki olmadı, bu sefer Donk'u soktum. O da donk diye vurdu. Allah razı olsun. Futbolcularımı kutluyorum. Bunlara alışacaklar, galibiyetlerden erken tatmin olmayacaklar. Kendilerine isyan edecekler, kabullenmeyecekler. Bugün berabere bitse de ben kendilerini tebrik ederdim. Çünkü, 8 günde üç maç oynadılar artı bu kadar da asıldılar maça. Ben bunu istiyorum, Galatasaraylılar da bunu istiyor. Formasının hakkını versin, isterse mağlup olsun."
Maçın hakemi Cüneyt Çakır'la ilgili soru üzerine genellikle hakemlerle ilgili konuşmadığına dikkati çeken Terim, Çakır'ın hem Avrupa hem de dünyada korunması gerektiğini aktararak, "Hepimiz hata yapıyoruz. Şu anda diyecek bir şey yok. İyi bir hakemdir" dedi.