- Katılım
- Ağu 28, 2015
- Mesajlar
- 3,211
- Bi Yaşı
- 9 Yıl 4 Ay
- Takımın
- fenerbahce
Doğum tarihi | 17 Şubat 1963 (59 yaşında) |
---|
Bu Michael Jordan yazısı; biraz makale, biraz deneme, biraz anı-hatıra türlerinden esinlemeler sunsa da, amaç; bu yazının yaşaması ve yıllar içerisinde aktifliğini koruması.
Bunun için kısıtlı olanaklarla sunulacak olsa da okuduğunuz bu yazı yaşıyor. Evet, canlı çünkü MJ’i her yönüyle tam bir 45’lik eski tabanca olana kadar yaşadıklarını ve bize yaşattıklarını anlatıyor.
Anlayacağınız bu yazı nostaljik değerinin yanı sıra, aslında şimdi ve gelecek olgularını da harmanlamayı amaçlıyor…
Artık sadede gel diyenleri duyar gibiyim. Evet, hadi gelelim!
Kuşkusuz NBA’in en spektaküler, en azimli, en yaratıcı, en hırslı, en rekortmen, en azılı, en başarılı, en rekabetçi ve en iyi oyuncusunu tanıyacağımız, keşfedeceğimiz bu yazıda umduğumuz tek şey; Bu yazı okunduktan sonra, yukarıdaki “en”ler kimsenin umurunda olmasa bile, şu hepimizin umurunda olsun: “En Saygı Duyulası” , işte bu sıfat Michael Jordan’ın bu yazıdaki yerini açıklar.
Michael Jordan(Yaşananlar-Bilinenler)
Tarih=17.Şubat.1963
Yer=Brooklyn-New York
Olay=Tarihi yazacak olan geldi.
Evet, Michael Jeffery Jordan dünyaya geldi…
Michael Jordan annesi Deloris Jordan ve babası James Jordan’ ın beklide çocukluk yıllarındaki en hastalıklı çocuklarıydı. Jordan’ın burnundan hiç durmadan kan geliyordu. Annesi, Deloris bunun Tanrı tarafından ona gelen bir işaret olarak yorumladı. Bunun bir diğer sebebi ise Deloris Jordan, annesini kaybedeli tam 1,5 ay olmuştu ve bu onun için bir şans olmalıydı. Bu olayın uğuruna inandı.
Michael beş çocuğun dördüncüsü olarak dünyaya geldi. Michael doğduğunda yaklaşık 46 cm kolları vardı. İleri görüşlü ve sevecen Deloris Jordan çocuğunun basketbolcu olması için çalışacağını söyledi…
Deloris Jordan gökyüzü ve doğa olayları ile ilgili melek olan Michael(Mikail) ismini ona uygun buldu… Bu arada sağ ol Deloris Teyze gelecekte basketbolu gökyüzünde yaşayacak olan, bir spor tanrısı için daha iyisi olamazdı!
Burnundan kan gelişi, aralıklarla 5 yaşına kadar sürdü. Bu arada Jordan ailesi, Mike 6–7 yaşlarında iken aile Chapell Hill(Wilmington)’ e yerleşip çocuklarını ırkçılığın şehirdeki etkilerinden uzaklaştırdı. Anne ve baba da çalışarak, çocuklarını refah içinde büyüttü.
Mike 9 yaşında basketbola ilgi duymaya başladı. İlk başlarda esas ilgi duyduğu spor beysbol gibi görünse de ve de 12 yaşında minikler kategorisinde yarı final gören takımın yıldızlarından olsa da, o kendini evinin arka bahçesinde çakılı potalara kaptırmıştı bir kere…
Bir süre sonra o saha mahalle gençlerinin mabedi ve Jordan’ın abisi ile yaptığı kıyasıya teke teklerin mekânı olmuştu.
Jordan o dönem sürekli abisine yenilince kendince şu sözü verdi; “Boyum senin gibi ve senden uzun olunca bir daha asla sana yenilmeyeceğim” dedi abisine.
Nitekim MJ 13 yaşlarında 1.73 boy ve 69 kilo ile evin en uzunu oldu ve O günden sonra abisini püre gibi ezdi!
Jordan o günler için “Sanki O’nu yendikten sonra herkesi, her şeyi yenebilirim gibi geliyordu”
Bu cesaretle Michael lise çağında basketbol takımına girme isteğini belirtti!
Michael Laney Lisesine kaydoldu. Lise 1 yıl önce karma eğitime geçmişti yani kaba tabirle siyah ve beyaz ırkın çocukları beraber eğitim görebiliyorlardı.
Michael gerek kuzeyin sakinliği, gerek ailesinin sosyo-ekonomik yapısı, gerekse okul yapısı sebebi ile ırkçılığın sert yüzünü pek görmedi.
Başı ırkçılıkla iki kez belaya girdi; birinde ona zenci diyen bir kıza tokat attı. Diğerinde de dişini fırçalayan arkadaşı onla yersiz yere dalga geçince, fırçanın yumrukla birleşiminden dolayı çocuk bayağı bir diş dökmüştü.(Hala görüşüyorlar.)
Hatta bir keresinde bir arkadaşına; “Bir tokat yemediğin ya da fiziksel olarak hırpalanmadığın sürece, ırkçılığı önemseme” demişti… MJ zorda olsa formülü bulmuştu.
Bu sebepten dolayıdır ki Michael Jordan hiçbir zaman Hip-Hop Sokak kültürünün, ezikken konum değiştirme yani bir bakıma sonradan bulma tavrına sahip olmadı(olamadı) ve hiç başıboş bırakılmadı.
Ailesi ve basketbol onu disiplinize etmiş ve enerjisini olumlu yönde emmişti.
Gel gelelim MJ lise takımına alınmadı. Ama sahada rakiplerini sözleri ile de sindirmeye başlayan, “trash talk” seven Jordan bu yönüyle geri alınacağına emindi. Ama abisi O”na; “Eğer sözlerini harekete dökemezsen bir sıfırsın, yüreğin büyük çalış oyununda öyle olsun” dedi.
Fakat ilk yıl içerisinde hiçbir türlü oyuna alınamayan Jordan eve gelmiş ve hıçkırıklara boğularak ağlıyorken, tamda o an annesi yanına gelip, “Burada enerjini ağlayarak harcama, o sonsuz enerjini onlara bir hata yaptıklarını kanıtlamak için harca.”demişti. Ve de yaz bu iş için çok uygun bir zamandı. Bu tavsiye üzerine Michael Jordan tüm vaktini fiziğini geliştirmeye adadı.
MJ 2. yıla 1.88 olurken, bu gerçekten Jordan’ın spor programı sebebiyle midir? Yoksa bir hormon atılımı mıdır bilinmez ama bilinen şu ki; Michael Jordan rekabetçi idi ve sınıf atladı. Son yılında 29.2 sayı 11.6 ribaunt 10.7 asist ile Laney’i eyalet şampiyonasına kadar sürükledi.
Aile fertlerinin beysbola olan ilgisine rağmen, Michael abisi Larry’e karşı hayranlığı ile basketbola atılmıştı. Fakat çevresi Michael’ın mükemmel gelişimine rağmen asla kalıcı olacağına inanmıyordu. Jordan o zamanları ilerde şu sözleri ile ifade ediyordu:
“Ne kadar çabalasam da, herkes ileride bir istasyonda benzin pompalayan bir genç olacağımı düşünüyordu. Başaramayıp geri döneceğimden bahsediyorlardı, ama işte buradayım.”
Michael Jordan lisenin ardından “Five-Star” basketbol kampına katıldı. Azmini burada da göstermeyi ihmal etmemişti. Koçlar tarafından en çok gelecek vadeden oyun kurucularından biri olarak gösterilmişti. Ve de North Carolina yardımcı koçu Roy Williams’ ın dikkatini çekmişti… Ama yinede B+ olan kamp notu ya da kampta sergilemiş olduğu çaba Jordan’ın istediği ve de başvurusunu yaptığı UCLA ve Virgiana üniversitelerinden kabul görmedi
Son tercihlerinden biri olan eyalet üniversitesi; North Carolina ona göz kırptı.
Tabi burada başrol anne Deloris Jordan ve koç Dean Smith’e ait idi. D.Smith farklı biriydi. N.Carolina, O ve yardımcısı(şimdilerin efsane koçlarından) Roy Williams sayesinde kısa zamanda sınıf atlamıştı.
Dean Smith “önce eğitim” sloganı güden bir koçtu. Öyle ki notu 2,5’un altında kalan, en iyi oyuncusu olsa dahi tekrar derslerini toparlayana kadar takımda yerini alamıyordu. Jordan’ın annesi eve gelen, eğitim sever bu koçun söylediklerine itimat etti ve oğluna ısrarla tavsiye etti. Tabi Jordan’da evine kadar gelip onunla konuşan, O’na kendini değerli hissettiren takıma gitmeyi uygun buldu. Sonuçta N.Carolina Coğrafya bölümüne kayıt oldu.
YIL=1981
OLAY=Jordan Güneşi North Carolina’dan doğuyor.
Michael Jordan takımda James Worthy ve Sam Perkins’ in arkasında kalacağı ve de benchde dirsek çürüteceğine inananların sayısı hiç de azımsanmayacak kadardı.
Dean Smith’in yöntemleri ve sezgileri yaklaşık yirmi yıl boyunca takımını şampiyonluğun eşiğine kadar getirdiği halde, o eşikten bir türlü atlayamıyorlar, o itici gücü bulamıyorlardı. Smith’li Carolina bir oyuncu fabrikasıydı. Oyuncularını sıkı disipline, artı geceleri ders çalışmaları için zorluyordu. Michael Jordan’ın pası ve savunması zayıftı. Ama Michael’ın şevki ve iş ahlakı bir yana ileri uçtaki yaratıcılığı Smith’i onu iki All-American oyuncusu ile yan yana oynamaya ikna etmişti.
Jordan’ın ilk yılında takım sezon ortalarında ülke genelinde ilk sıralarda idi. Michael Jordan takımın en çok sayı yapan ismiydi. Daha ilk sezonunda ulusal bir hale bürünmüştü. Jordan, boğazındaki acılı ve eziyetli enfeksiyonlara takılmadan, Atlantik Sahili Grup Şampiyonasına takımın ilerlemesinde çok büyük bir pay sahibi olmuştu.
Daha sonra bu üç genç “asfalt topuklar” lakaplı takımlarını NCAA şampiyonluk turnuvaları ayağına taşıdılar.
Finalde Georgetown Üniversitesi’nin “Hoyas” lakaplı ekibiyle ve yıldızları 2.12’lik Patrick Ewing ile karşılaşıyorlardı.
Oyunun bitimine 32 saniye kala Georgetown 62–61 öndeydi. Dean Smith bir kez daha şampiyonluğun eşiğine gelip, gene orada takılacakken, bu sefer onları o eşikten atlatacak olan itici gücü bulmuşlardı. Smith mola aldı, topu Michael ile buluşturmalarını söyledi.
Jordan bitime 16 saniye kala sol çaprazda topla buluştu. Potaya yaklaşık 6m uzaklıktaki mesafeden şutunu kullandı ve filelerden gelen “şaff” sesi o saatten sonra Jordan ve Smith’in sınıf atladıkları anlamına geliyordu…
Yardımcı koçlardan Eddie Fogler durumu şöyle izah etmişti; “Henüz farkında bile değil ama o çocuk şimdiden tarihe geçti. İnsanlar bu şutu 25 yıl sonra bile konuşacak.”
Böylece 19 yaşındaki bu genç atlet, müthiş bir baskı altında, zarafet ve başarı sergiledi. Dean Smith sonradan Jordan için; “Michael hem zeki, hem de sahada becerikliydi… O kadar çok oyunun sonunda kahraman oldu ki –anlaşılmaz bir şey.”
Bir daha NCAA finali göremese de Sports Illustrated dergisi yazarı Curry Kirkpatrick’in deyimi ile “dünyanın en iyi amatör oyuncusu” haline gelmişti.
NCAA Başarıları
§ Wooden ve Naismith prestij ödülleri
§ İki kez yılın kolej oyuncusu ödülü
§ En iyi freshman ödülü
§ En iyi savunma beşlerine iki kaz girdi.
§ Bir NCAA şampiyonluğu
§ Onlarca unutulmaz an…
Jordan, annesi istemese de, arkasına koç Smith’inde desteğini alarak profesyonel olacağını açıkladı.1984 de Üniversite den ayrılsa da eğitimini 86 da tamamladı.
Ama önce kendini 1984 olimpiyatlarında sergiledi. Ewing, Mullin ve Jordan’ın sürüklediği Pan-American takımı şampiyon olmuştu.
Artık Michael Jordan tek bir hedefe kitlenmişti: